hoþgeldiniz
 
  Anketler
  Ana Sayfa
  hadise düm tek tek
  barış akarsu
  Benim hakkımda
  İletişim
  hepsinin anıları
  çağla şikel hepsi 1 kızlararına ne dedi
  ebru cündübeyoğlu
  hepsi bir şarkı sözleri 4peynirli pizza
  didem 4 yüz
  oyunlar
  ilkay 4 yüz
  4 yüz onur
  fıkra
  gülnur gökçe
  4 yüz şarkı sözleri kız kıza gezelim
  4 yüz dandini dandini
  4 yüz
  pelin karahan
  kavak yelleri
  kavak yelleri şarkı sözleri hele bi gel
  yeni kızlar geliyor
  çağla şikel hayatı
  Sinem Kobal
  Recep İvedik:Şahan Gökbahar
  nursel ergin
  Carmen Electra
  Gülben Ergen
  beren saat
  Mehmet Ali Erbil
  demet akalın
  petek dinçöz
  pelin batu
  ata demirer
  cem yılmaz
  Ebru Gündeş
  öykü ve berk gürman
  beyazıt öztürk
  dünya haritası
  TELEVİZYON
  BİLGİ YARIŞMASI
  HABER ARAMA
  Hava Durumu
  OSMANLI PADİŞAHLARI
  İNGİLİZCE
  EMİRKAN DEMET AKALIN SEVGİLİLER GÜNÜ
  merve sevi
  serenay sarıkaya
  sinem öztürk
  burak kut
  berksan
  doğuş
  pelin sözmez
  arka sıradakiler 99
  aytaç er
  yağmur berfo özgenç
  arka sıradakiler
  sılay ünal
  pelin akın
  gamze demirbilek
  osman büyükercan
  adanalı kadrosu
  prenses perfinya
  Ege Tanman
  tuğrul arsever
  tan sağtürk
  sibel kasapoğlu
  sevinç aktansel
  oya aydoğan
  mehmet usta
  ferdi altuner
  fatma kabasakal
  evrim akın
  Küçük Kadınlar
  ekin türkmen
  elif şafak
  hande soral
  fulya zenginer
  elit işcan
  selin ılgar
  kemal pekser
  burak sağyaşar
  gazanfer özcan
  hümeyra akbay
  hasibe eren
  tolga çevik
  engin günaydın
  levet üzümcü
  şenay gürler
  yıldırım öcek
  hale caneroğlu
  Bülent polat
  vural çelik
  sarp apak
  binnur kaya
  peker açıkalın
  başak köklükaya
  Ebru Kocaağa
  bergüzar korel
  nurgül yeşilçay
  begüm birgören
  özgü namal
  cansu dere
  sanem çelik
  özge özberk
  fotoş seğmen
  benim annem bir melek oyuncularının hayatı
  ipek özkök
  ipek tuzcuoğlu
doğuş



1974 yılının 30 Haziran günü Almanya'da bir yaşam daha başlıyor. Aslen Rize İkizdereli olan bu küçük varlık, büyüdükçe anne ve babası arasındaki anlaşmazlıklar da geçen yıllarla beraber büyüyor. Ve Doğuş iki yaşındayken kaçınılmaz son "ayrılık" bir gün aileyi derinden sarsıyor. Fakat bir süre sonra anne ve baba belki çocuklarının, belki de yıllar önce birbirlerine duydukları aşkın hatırına yeniden bir araya geliyorlar. Aile, ilk iş olarak kendilerine uğursuzluk getirdiğine inandıkları Almanya'dan apar topar Türkiye'ye dönüyor. Yüreklerinde bir umut; vatanlarında her şeyin iyiye gideceğine, acı vatanın, gurbetin üzerlerine yağdırdığı mutsuzluklardan kurtulabileceklerini düşünüyorlar. Ama umutlar gerçekleşmiyor. Türkiye'de bu aile ocağının tütmesini sağlamıyor. Anne başka bir yaşamda, baba bilinmezlikte kaybolup gidiyor.Doğuş için de bambaşka bir dünyanın "yetiştirme yurdunun" kapıları açılıyor. Yetiştirme yurdunda geçen bir yıl boyunca onu evlat edinmek isteyenler oluyor. Ama o şiddetle reddediyor. "Hayır, bir gün annem gelip beni alacak" haykırışları dolduruyor müdürün odasını. Annesi ise hiç gelmiyor. Onun küçücük yüreğinin hasretle çırpışını hiç duymuyor. Ve bir gün babaannesi gelip onu buluyor. Sevgiyle bağrına basıyor. Babası ve annesi için ise "öldüler" diyor. Doğuş, babaannesine büyük bir sevgi ile bağlanıyor. Ta ki bir gün annesi çıkıp gelinceye değin...

Doğuş o günleri şöyle anlatıyor; "Bir gün annem çıkageldi. Beni sevgiyle kucaklıyordu. İnanılır gibi değildi. Ben de onu sevgiyle kucakladım. Ona ağlayarak öyle sıkıca sarıldım ki sanki kasılıp kaldım. Bir süre annem ziyaretlerime gelmeye devam etti. Onu her gördüğümde daha çok bağlanıyor ve onu daha çok seviyordum. O benim annemdi. Yıllarca yokluğunu hissettiğim, sıcacık kucaklamasına hasret olduğum annem... Ama çok geçmeden annemin ziyaretleri seyrekleşti. Ve bir süre sonra artık hiç ziyaretlerime gelmez oldu. Tam ona alışmışken, tam benim de annem var diye içim içime sevinçten sığmazken o beni bir kez daha terk etmişti. Çocuk yüreğim müthiş bir kırılganlıkla sarsıldı ve öyle çok acıdı ki... Sonradan bu acı, annemi bulmak ve ona sarılıp bir daha hiç bırakmamak saplantısı halini aldı. 9 yaşındaydım, ilk kez evden kaçtım. Gece gündüz sokak sokak geziyor ve annemi arıyordum. Ruhsal durumum tamamiyle bozulmuştu. Beni bulup yeniden babaanneme teslim ediyorlardı ama ben yine kaçıyordum. Babaannem gibi güzel ve sevecen insanı da o dönemde öylesine merakta bıraktım ki, o günleri düşününce vicdan azabı duyuyorum. Evden çok sık kaçıyordum. Artık eve dönmeme sürelerim de uzamaya başlamıştı.. Ev dar, sokaklarsa çok büyük görünüyordu gözüme. Sokaktaki insanlar bana aile gibi, hatta ailemden bile daha yakın geliyorlardı. Aç kalıyordum, ağlıyordum... Üstüm başım iyice sefilleşmişti. Ama annemi bulma umuduyla eve dönmüyordum. O yıllarda jeton satıyordum. Açtım ve parasızlıktan bakkaldan ekmek, süt çalıyordum. Kimi zaman trafik lambalarının önünde bekliyor, arabalara koşuyor, camları silmeye çalışıyordum. Ve arabaların içine mutlaka bakıyordum. Belki bir arabanın koltuğunda, bir gün annem oturuyor olacaktı. Beni görünce mutluluk içinde gülecek ve arabadan inip beni şefkatle kucaklayacaktı. Ben de onun kokusunu içime çekecek ve onun sıcaklığına sığınacaktım. Ama bu hayalim hiç gerçekleşmedi. Ve biliyorum ki hiç gerçekleşmeyecek de... Onun şimdi nerede olduğunu biliyorum. Ama ona karşı öylesine katılaştım ki ve ona olan sevgim öylesine derine gömüldü ki şimdi ben bile bulamıyorum. Altı kardeşimin hepsine baktı. Bir tek ben mi fazla geldim ki beni bırakıp gitti. Gerçi bir söz vardır "Anneniz size ne yaparsa yapsın, sizi 9 ay karnında taşıdığı için onu 40 yıl sırtınızda taşısanız hakkını ödeyemezsiniz" der ama şu an için elimde değil onu affetmek."

Bir söz vardır "Babalar içten, sıcacık bir kucaklamanın, çocuklarının yüreklerindeki bütün yaraları iyi edeceğini bilirler..." Doğuş'un babası da bunu mutlaka biliyor olmalıydı ama o da onu kucaklamayı değil, bırakıp gitmeyi tercih etmişti. Doğuş için hiçbir zaman ellerini sımsıkı tutan ve kendini güvende hissettiren bir babası olmamıştı. Ve o babası için şu cümleleri hiç söyleyememişti; "Birlikte oynarken benimle çocuklaştığın, korunmam gerektiğinde devleştiğin için teşekkür ederim. Bir yudum su ve sonu uyku içinde yitip giden bir öykü. Oradasın. Her şey normal. Beni tehlikelerden koruyan, bana bu güven duygusunu, her zaman geri dönebileceğim bu rahat huzurlu yeri veren sensin...." Doğuş babası için asla bunu hissedememiş, babası onun hatıralarında koruyan, güven veren değil, onun güvenilmez sokaklara düşmesinin nedenlerinden biri olarak anılır olmuş.

Anne ve babasından aldığı darbelerin ardından Doğuş kimliğini verirken artık şöyle söyler olmuş: Adı: Doğuş, Annesinin Adı: Sevgisizlik, Babasının Adı: Yalnızlık... Bu yalnızlık ve sevgisizlik içinde eriyip giderken Doğuş, sokaklara, sokakların kültürüne de uyum sağlıyor. Sokaklarda dört tane sıkı arkadaşı var. Onlar dışında sokaklarda kimseyle fazla yakınlık kurmuyor. Tiner koklayanlardan, uyuşturucu kullananlardan, hırsızlardan olabildiğince kaçıyor. O yıllarda Doğuş, her şeyden özellikle de insanlardan nefret ediyor. Soğuk kış gecelerinde, ışıkları yanan sıcak odalı evlere bakarken hissettiklerini Doğuş şöyle anlatıyor; "Neden ben burada üşürken onlar bu kadar mutlular, diye düşünüyor ve onlardan nefret ediyordum. Nefretle büyüdükçe, nefretim çoğalıyordu. Bana teselli veren tek şey şarkı söylemek ve dans etmekti. Ne zaman canım çok sıkılsa ya da çok mutlu olsam sokaklarda avazım çıktığı kadar şarkı söylüyordum. Özellikle de Sezen Aksu'nun "Masum Değiliz" şarkısını... Arkadaşlarım benimle dalga geçiyorlardı. "Şarkıcı ol bari" diyorlardı. Ben de olacağımı söyleyince kahkahalarla gülüyorlardı. Ben ise bir gün bir sanatçı olarak zirveye yerleşeceğime emindim."

Bir gün Doğuş'un sokaktaki sıkı dostlarından biri, Murat aşık oluyor. Mutsuz bir aşk... O sokakların çocuğu, kız ise çok güzel ve varlıklı bir ailenin biricik kızı. Bir anlamda klasik Türk filmlerinin yaşama yansımış öykülerinden biri... Arkadaşı bu aşktan ötürü büyük bir acı çekiyor. Bir gün ikisi çimlerin üzerine uzanmış, gökyüzünü seyrederek sohbet ediyor ve acılarını paylaşıyorlar. Doğuş dalgın ve düşünceli. Arkadaşının çektiği acıyı anlatan bir şarkı söylemeye başlıyor; "Sabret yüreğim sabret/Sabret gelecek elbet/Uzanan bu elleri/Tutacak bir gün sabret..." "Sabret" onun ilk bestesi. Doğuş'a sanatçı kimliğini ortaya çıkmasını sağlıyor bu eser. Ve birbiri ardına Doğuş'un besteleri duygu dünyasından, gün ışığına çıkmaya başlıyor. Doğuş o döneme ait şarkılarında bir keresinde, "Korkma Biz Genciz" diyor ve ardından ekliyor "Çekerim ben acıyı dertleri/seveceksen beklerim ömür seni...", bir şarkısında ise, "Sensiz Ne Yaparım" diye soruyor ve yine cevabını veriyor, "Gece gündüz ağlarım/ Eğer sen cehennemliksen/ Senin için ben yanarım..." Bu eserlerle birlikte Doğuş, sokakların nefret dolu çocuğundan, tutku dolu bir aşık olma yönüne hızla yol almaya başlıyor.

"İLK DEFA İNANIR OLDUM AŞKA"
Doğuş artık sokakların 18 yaşındaki yakışıklı delikanlısı. Ve dört sıkı arkadaşı ile birlikte yeni bir tutku edinmişlerdi. Hafta boyunca zorluklarla kazandıkları paralarla üstlerine giysiler alıyorlar ve tutuyorlar disconun yolunu. Doğuş zaten dansa doğuştan yetenekli. Nerede müzik duysa başlıyor dans etmeye. Discolar onun için bulunmaz güzellikteki mekanlar oluyor. Delicesine dans ediyor. 1993 yılında bir gün discoda bir genç kız ile tanışıyor. Ve ilk defa inanır oluyor aşka... Bu genç kız hepimizin yakından tanıdığı bayan popçularımızdan biri. Siyah saçlarıyla, mavi lensli gözleriyle bizlere şarkısıyla "80 günde devri alem" yaptıran bir sanatçımız. Doğuş'a da acı dolu bir aşk turu attırıyor. Doğuş onun vokalistliğini ve dansçılığını yaparken bir yandan da ona tutku dolu bir aşkla bağlanıyor. Ama "sevgili" onu bir gün apansız, acılarla baş başa bırakarak gidiyor. Doğuş o günleri şöyle anlatıyor; "Onun reklamını yapmak istemediğim için ismini vermek istemiyorum. Ve bana yaptığı tüm kötülüklerden, aşkıma indirdiği darbeden, müzik yaşamımda bana köstek olmak amacıyla yaptıklarından sonra bile onun özünde minicik de olsa bir iyilik taşıdığına inanıyorum. Onun için özellikle beni terk edişinin ardından birçok beste yaptım. Mesela Gökhan Tepe'ye verdiğim "Aşk Belası"nı ona yazmıştım. "Gamsız"ı da onun için yazdım. Doğuş bu "gamsız sevgili" için daha bir çok beste üretiyor. Ve o çok tanınan şarkısında olduğu gibi soruyor "Ben sana ne yapmıştım?/Tek suçum/Seni çılgınca sevmekti..." Ama gamsız onu hiç duymuyor. O yeni kalpler yakıp ardından da "Güvendiğim dağlara kar yağdı" diyerek yoluna devam ediyor. Doğuş ağlıyor ama gamsız hiç karşısına çıkıp silmiyor gözyaşlarını... Ona hiç dönmüyor, tıpkı annesinin ve babasının yaptığı gibi...

Doğuş yaşadığı acı veren duyguların etkisinden kurtulabilmek için kendisini yoğun bir çalışma temposunun içine atıyor. Emel'e vokal yapıyor. Dans ediyor. Bu arada "babam" dediği İskender Ulus'la tanışıyor. Bu babacan insan Doğuş'a hasret olduğu şefkati büyük bir cömertlikle sunuyor. Onun içinde bulunduğu bunalımdan çıkmasına, ruhundaki fırtınaları dindirmesine yardımcı oluyor. Bir anlamda Doğuş, İskender Ulus'la tanıştıktan sonra yeniden doğuyor. Zaten asla söylemek istemediği öldü saydığı eski adını da bu dönemde bırakıyor ve "Doğuş" adını alıyor.

Doğuş'un çocukluğundan beri en dikkat çekici özelliklerinden biri gözlerindeki sürmeler. Çocukluğundan beri Doğuş, her aynaya bakışında gözlerine kendisinin bile hayret ettiğini söylüyor. Kendinden sürmeli gözlerinde güneşin yedi rengi var. Doğuş'un gözlerine duyduğu hayret, bir gün Mısır'ın efsanevi kraliçesi, Firavun Aheton'un karısı Nefertiti'nin resmini gördüğünde bir kat daha artıyor. Çünkü Nefertiti'nin gözleri de tıpkı Doğuşunkiler gibi... Kocasının kurduğu Aton dilinin ateşli savunucusu olan fakat hükümdarlığının 12. yılında kocasının gözünden düşerek güç kaybeden bu ünlü kraliçenin kendine olan benzerliğini keşfetmesinin ardından Doğuş, Nefertiti'ye karşı bir yakınlık duyuyor. Onunla ilgili ne bulursa okuyor. Okudukça güneşin imparatorluğunun insanlara duyduğu ilgi ve bağlılık da artıyor. Doğuş, bugün Firavunlar soyundan geldiğine inanıyor. Boynundan Nefertiti'nin bir resminden kopya edilen gümüş kolyeyi hiç çıkarmıyor ve Nefertiti'nin ruhunun onun koruyucusu olduğuna inanıyor. Ve bazı geceler uykusunda duyduğu seslere uyanıyor. Bu uyanışlarının nedenini Doğuş şöyle anlatıyor; "Kimi zaman rüyalarımda kendimi eski Mısır'da görüyorum. Çöl ve piramitler var... Koruyucu ruhum olduğuna inandığım Nefertiti yanımda. Birden bir ses zevreyi dolduruyor Sun of the Son..."Kalabalık bana "güneşin oğlu" diye bağırıyor. Uyanıyorum. Bu rüyayı çok sık görüyorum ve her defasında çok etkileniyorum. Beni Mısır'a, piramitlere çeken bir güç var sanki. Bir gün mutlaka oraya gideceğim. Ve oraya gittiğimde ya çok iyi duruma geleceğim ya da düşüşe geçeceğim, bilemiyorum. Ama sonuç ne olursa olsun mutlaka gideceğim"...

Doğuş bugün çocukların ve hayvanların ağlamasına dayanamıyor. Geldiği sokakların yeni çocuklarına da kucak açmış durumda. Onlardan güvendiği, inandığı çocuklara sahip çıkıyor. Bakım, eğitimini üstleniyor. Ve bir gün mutlaka dev bir bina yaptırarak bu binada birçok sokak çocuğunu barındıracağını söylüyor. Gelen çocukların bu binadan bir meslek sahibi olmadan çıkmayacaklarını da özellikle belirtiyor. Onun sokaklardaki üç sıkı dostu da bugün artık mutluluğu bulmuş durumdalar. "Sabret " parçasını bestelediği Murat'ın bu parçaya konu olan sevgilisiyle mutlu bir evliliği var. Arkadaşlarından biri yurt dışında işçi olarak girdiği fabrikada da adeta tırnaklarıyla tutunarak yükselmiş ve bugün o fabrikanın müdür koltuğunda oturuyor. Diğeri ise kendisini evlatlık olarak alan çok zengin bir ailenin yanında eğitimine devam ediyor.

Doğuş dünya çapında bir star olma düşüncesinde. Bu nedenle İngilizce ve Almanca öğreniyor. Ve bu konuda şöyle diyor: "Her zaman bir hedefim vardı; bir gün sanat camiasına girip zirveye tırmanmak. Şu an bu amacıma yavaş fakat emin ilerlemekteyim. Henüz emekleme dönemindeyim. Bir gün bu camiada en yüksek zirve neredeyse oraya çıkacağım. Allah'ın bu gücü bana verdiğine inanıyorum."



Meslek: şarkıcı

Konu alos tarafından (06-27-2007 Saat 20:34 ) de değistirilmistir..
Safak Çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla

Mesajiniza Tesekkur Eden Uyeler:
alos (06-27-2007)
Eski24.02.2009  
Isınan Üye
 
Mesajlar: 26
Teşekkür Etme: 0
6 Mesajina 14 Defa Tesekkur edildi
Tecrübe Puanı: 46
~öcü~ Buraların yabancısı
 
yeahh Dogu$ >BIZ BIRLIKTE GÜCLÜYÜZ<
 


Doğuş - Biyografi

Orhan Baltacı ( Doğuş ) 30.06.1974 tarihinde Almanya’da doğdu.

4 yaşına kadar Almanya’da yaşadı. 4 yaşında Türkiye’ye geldi. Aile içi sorunlarından dolayı evden kaçtı ve çocuk yaşta sokakta yaşamaya, hayatın gerçekleriyle tanışmaya başladı. Cezaevleri, sokaklar, apartman boşlukları, kötü çevre, kötü arkadaşlıklar hepsini çocukken yaşadı. Bu kadar kötü koşullarda bile sigara, alkol, uyuşturucu vb. maddeler kullanmamakla birlikte içkili bar programı yapmamaktadır. Sokakta yaşadığı dönemde hayaller kurmaya başladı. Bu hayaller zamanla ve inancıyla hedefleri halini aldı. Hedefi Türkiye sınırları içinde bir yıldız olmaktı. Bu yolda tanrı yeteneği sesi yanında kendi söz müziklerini yazmaya başladı. Bunların sokakta beraber yaşadığı arkadaşlarıyla paylaştı. Bu paylaşım ona yetmedi. Bu söz ve müzikleri Türkiye’ye duyurması lazımdı. İlk iş olarak yıllardır yaşadığı sokaklardan, kötü psikolojiden kurtulup yeni bir hayata başlamak için, yeniden doğmak için adını DOĞUŞ olarak değiştirdi. Çalmadığı plak şirketinin kapısı kalmadı.

En sonunda “ babam” dediği İskender ULUS prodüktörlüğünde Ulus Müzik etiketiyle 1997 yılında kendi söz müziklerini; kendi adını taşıyan “DOĞUŞ” adlı albümle müzikseverlere sundu. Ve beklenen patlama çok geçmeden gerçekleşti. Kısa sürede milyonlara vuran bir satışla hayalleri gerçek oldu. O artık Türkiye’nin yıldızı parlak yeni starıydı. İlk albümü olmasına rağmen “Gamsız”, “Uyan”, “Ben Sensiz Ne Yaparım” gibi liste başı şarkılarla müzik dünyasına merhaba dedi.

1998 yılında “Yalancı”, “Milyonda Bir”, “Bunun Adına Yürek Derler” gibi hit parçaları içeren kariyerinin ikinci albümü “DOĞUŞ VE ŞARKILARI” ile rekor bir tirajla Türk Pop müziğinin zirvesindeki yerini sağlamıştır.


1999 YILINDA Almanya’da yapılan kariyerinin üçüncü albümü “HADİ HIZLANDIR” ile Türkiye’yi kasıp kavurmaya devam etti. “ Gülüm”, “Günah Pazarı”, “Bebişim”, “ Ayrılmalıyız” gibi liste başı şarkılarla zirvede ikamet etmeye başladı.

2000 yılında yapılan kariyerinin dördüncü albümü “ SEVDİM”, “ Can Dayanmaz”, gibi şarkılarla liste başı oldu.
2002 Temmuz ayında kariyerinin beşinci albümü “ DENGE” ile müzik dünyasındaki dengeleri kökten değiştirecek bir albümle geri döndü.”40 Yılda Bir”, “Yemin Ettim”, “Virane”, “İşte Buna Aşk Derler” adlı barçalarla liste başı oldu.

İki yıl aradan sonra 2004 Haziran ayında kariyerinin altıncı albümü “6. His” ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Albümde “Babuda” adlı parça dışında 11 parçanın söz müziği DOĞUŞ’a ait. 2004 yılının en iyi yayımlarından biri olan “6. His” için DOĞUŞ “ Onlar şarkı değil, onlar duygu…” diyor.

2005'le DOĞUŞ YENİDEN DOĞDU

Doğuş bir yıl içinde hayatında büyük değişikliklere imza attı. Yıllardır bir aile olduğu Ulus Müzik’ten ayrıldı ve kendi kanatlarıyla uçmaya başladı.

Doğuş yeni firması olan “ Promise Production” ile anlaştı. Bu anlaşmanın ilk meyvesi ise kariyerinin 7.albümü “ TAM DOĞUŞ” oldu. Sevenleriyle ilk olarak Grek ezgilerini içeren “Gam-Sızlar” ile buluştu. Albümünde yer alan “ Adımı Çok Anacaksın”, “Giden Gider”, “Hayat” ve sadece bağlama çalınarak seslendirdiği “Ne Çıkar” sevenleri tarafından anketlerde ilgi gören parçalarıydı.

Doğuş kendi Müzik firması olan “DOĞ MÜZİĞİ” kurdu ve prodüktörlüğünü yaptığı ilk sanatçısı olan Elif KARLI ile albüm için kolları sıvadılar.

2006 DOĞUŞ - BOZUK
Doğuş 2006 yılına büyük değişiklerle merhaba dedi. Promisede şanssızlıklar yaşayan Doğuş DSM' ye transfer oldu Ekibinde köklü değişikliklere gitti ve DSM etiketiyle ' Bozuk ' isimli maxi single ile sevenlerine merhaba dedi. Bozuk'da yer alan ' Bozuk ' , ' Kıyamam ' ve Ceza albümün hitleri. Ayrıca Doğuş Ceza'nın ingilizce versiyonu olan' Don't Cry ' ilede avrupa yollarında nabız yokluyor..
Doğuş'un ilk videosu olan Bozuk sevenlerinin büyük begenisini gördü.
Doğuş'un 2006'daki dev projelerinden biride yıllardır üzerinde çalışılan ' unicef ' yararına çekilecek film. Doğuş Bu filmde başrolde hayatını oynacak...
Veee ! DOĞUŞ'TAN ARABESK ALBÜM ! " HER BİR ŞEYİM "
Doğuş 2006 yılında 6 ay arayla 2. ve aynı zamanda tamamen tarzını değişerek arabesk bir albümle sevenleriyle tekrar buluştu.Albüm 21 Ekim 2006 tarihinde raflardaki yerini aldı.Albümle birlikte aynı gün ilk videoda albümün 1 numaraları şarkısı "Dönek"e çekildi.Albümde " Dönek,Herbişeyim,Sessizlik,Rezil Ettin ve Gülom " arabesk tarzında dikkat çeken şarkılar.Albümde dikkat çeken şarkılardan bir diğeri ise " Dağlar Alası "..Bu parçada da Doğuş sevenleri değişik tadlar bulabilecekler..
Doğuş "HerBiŞeyim" albümüyle 1 milyon satmayı hedefliyor..

En Sevdiği Aktör Yabancı : AL PACINO – ROBERT DE NIRO
En Sevdiği Aktirist yabancı : Nicole Kidman – Jennifer Lopez
En Sevdiği Aktör Yerli : Tarık Akan – Emre KINAY
En Sevdiği Aktirist Yerli: Türkan ŞORAY – Sanem ÇELİK
Tuttuğu Takım: Fenerbahçe
Burcu: Yengeç
Favori Yabancı Filmleri: Matrix – Green Mile
Favori Yerli Filmleri: Herşey Güzel Olacak - Kahpe Bizans
En Sevdiği Renk: Kırmızı
En Sevdiği Yemek: Taze Fasülye
En Sevdiği Aksesuarlar: Özel Kolyeler – Özel Saatler
Hobileri: Arabamla Hız Yapmak – Film İzlemek – Body Building
Fobileri: Kötü Olan Herşey – Yükseklik Korkusu – Yılan
En Sevdiği İçecek: Su – Gazoz
Sevdikleri: Dürüstlük – Sadık Olmak – Sevenlerinin Mektuplarını Okumak – Telefonla Konuşmak
Sevmedikleri: Yalan
 
~öcü~ Çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 
Eski 24.02.2009   #3
 
Tanımlı dogu$ biografi ingilizce !!


İNGİLİZCE


Orhan Baltacı was born in Germany on 30/06/1974.
He lived in Germany till 4 years old. Then he came to Turkey .
He ran away from home because of family problems and he started to live in the streets, to face the realities of life. He lived in prisons, in the streets, in bad enviroments, he had a bad pelations hip when he was achild. He started singing in alcohal pubs. He does’nt use drugs alcohol, and he does’nt smoke. While he was living in the streets he started to dream. These dreams became his targets, aims.
His aim was to become famous star in Turkey. He started to write his music’s words with hisability of god. He shared with his friends around the streets. İt was not enough, he must have been essential that he made. Then he first of all. changed his name as ‘’DOĞUŞ’’to start TO LİVE İN A LİFE TO BE BORN AGAİN. He applied to have plac companies..
Finally his Album was out as ‘’DOĞUŞ’’ It was presented to music fans labeled as his boss İskender Ulus who he called ‘’my father’’ İn 1997 he became famous in a short time. His images became fasion with millions fans in a short time. He was the new star of Turkey. He sang to the music world with top songs ‘’GAMSIZ’’ ‘’UYAN’’ ‘’BEN SENSİZ NE YAPARIM’’ in spite of his first album.
İn 1998 ‘’MİLYONDA BİR’’ ‘’ YALANCI’’ ‘’ BUNUN ADINA YÜREK DERLER’’ his scant ‘’DOĞUŞ HİS SONGS’’ became hit best seller.
İn 1999 his third album which was done in Germany ‘’HADİ HIZLANDIR‘’ ‘’GÜLÜM’’ GÜNAH PAZARI’’ ‘’BEBEĞİM’’ ‘’AYRILMALIYIZ’’ continued to become hit with top songs.
In 2000 His forth album ‘’SEVDİM’’ ‘’CAN DAYANMAZ’’ became hit.
In July 2002 he returned with is fifth album ‘’DENGE’’ which the balances in the music world ‘’40 YILDA BİR’’ ‘’ YEMİN ETTİM’’ ‘’ VİRANE’’ ‘’İŞTE BUNA AŞK DERLER’’
Songs became hit.
He met with his fan with career’s in his sixth album’’6.HİS’’ in July 2004. Two years later. He sang. ‘’BABUBA’’ song which didn’t belong to him. Doğuş says that they arent the song tray of feeling for ‘’6. his’’which is one of best albums of 2004.
And so in 2005 DOĞUŞ WAS REBORN!!!
Doğuş signed big changes in his life in a year. He left from Ulus music company which was like his family and began to fly on his wings. Doğuş made an agreenent with his new form promise production.
This agreement’s first album was ‘’TAM DOĞUŞ’’ which was his career’s seventh album.He introduced ‘’GAMSIZLAR’’ which included Greek music ‘’ADIMI ÇOK ANACAKSIN’’ ‘’GİDEN GİDER’’ ‘’HAYAT’’ ‘’NE ÇIKAR’’ are popular songs
Innovations haven’t finished for Doğuş.
Doğuş established ‘’DOĞ MUSİC’’ which was his firm. He producted an album with singer Elif Karlı .

His best foreign actor : AL PACİNO
His best foreign actress: NİCOLE KİDMAN
His best native aktor: TARIK AKAN
His best native actress: TÜRKAN ŞORAY
His football team: FENERBAHÇE
Star sign: YENGEÇ
Favourite foreign films: MATRİX
Favourite native films: HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
His best colour : RED
His best food: TAZE FASULYE
His best ancessors: SPECİAL NECLACESSES, SPECİAL WATCHES.
Hobbies: DRİVİNG FAST, WATCHİNG FİLMS AND BODY BUİLDİNG.
Fobies: EVERY BAD THİNGS, SNAKES.
His best drinks: WATER, GAZOZ.
He likes to do: HONESTY, LOYALTY, READİNG HİS FANS E-MAİLS, SPEAKİNG ON THE PHONE.
His Dislikes: LİES.
~öcü~ Çevrimdışı  
 
   
Bugün 43 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol