Bir yıldız doğuyor: Beren Saat
Beren Saat... 22 yaşında bir genç kız. Daha düne kadar Ankara Başkent Üniversite'sinde işletme okurken, kendini televizyon dizilerinde oynarken buldu. Türkiye'nin el birliği ile yıldızlarını aradığı bir dönemde, ekranlarda bir yıldız gibi parlayıverdi. Yemyeşil gözleri, duru teni, masumane güzelliği ve yetenekleriyle fırlayıp çıkı-verdiği masal dünyasına, adeta meydan okuyarak hem de,., Beren Saat'i önce "Aşkımızda Ölüm Var" dizisiyle tanıdık. Ardından "Aşka Sürgün" geldi ve şimdi de "Hatırla Sevgili" televizyon dizisindeki "Yasemin" karakteriyle şöhret basamaklarını zorluyor. O, "Hayallerimin ve heyecanımın peşinden gidiyorum" diyor. "Bir gün başarılı olamazsam, bırakıp başka bir iş yapabilirim" diyecek kadar da özgüvenli. Kalıcı olmak, güzel işler yapıp, işleriyle hatırlanmak istiyor. Ailesinin hasretiyle yanıp tutuşsa da İstanbul ellerinde, "Şimdi çalışma zamanı" diyor, Biliyor ki şöhret denilen şey, kalıcı işlere imza atılmadığında bir kuş misali elinden uçup gidiverecek,
Türkiye'nin Yıldızları yarışmasından önce sahne deneyimin var mıydı?
TED Koleji'nde okurken iki sene üst üste müzikallerde oynadım. "Sevginin de böylesi" adlı müzikalde oynadığımda 14-15 yaşındaydım. Latin dansları, tango öğrenmiştik, çünkü ilk müzikal dansları anlatıyordu. Diğeri içinde aşk hikayesi olan bir müzikaldi. Gerçekten çok büyük bir prodüksiyonla sahneye çıkmıştık.
Yarışmaya nasıl katıldın?
Başkent Üniversitesi'nde işletme okuyordum. Bir gün annem yarışmadan söz etti. "Hayatım yanlış yöne doğru gidiyor" diye düşündüğüm bir dönemdi, Erkek arkadaşıma bahsettim, oda "hadi kalk gidelim" dedi. Başvuru formunu doldururken çok da ciddiye almamıştık açıkçası. Yarışmacılar hazırlıklı gelmişlerdi. Benim öyle bir durumum yok. "Ne yaparsın?" dediler, "Müzikal şarkısı söyleyeyim" dedim. Kameradan bakarak "Senin kamerada çok iyi bir enerjin var. Bir dahaki sefere bize bir parça hazırlayarak gel." dediler. Doğum günümdü o gün, kendimi paldır küldür, İstanbul'da elemeye kalmış buldum. Sonra da yarışmada ikinci oldum. Aslında yarışmaya girdiğim an her şey değişti galiba. Ama bu kadar değişeceğini hayal etmemiştim. Ankara'da ailem var, başaramazsam okuluma dönerim diyordum. "Sen bu işi yaparsın, dans da edersin, sesin de güzel" dediler. Sonra da beni bırakmadılar zaten. Tomris Giritlioğlu, TRT'den ayrıldıktan sonra özel kanallara dizi tasarlamaya başlamış. Kardeşi Başar Bey, beni yarışmada görmüş ve Tomris Hanım'a önermiş. Doğru zamanda Tomris Hanımla karşılaşmak büyük şanstı benim için.
Ünlü olmak nasıl bir şey?
Ünlü olmanın tadını çıkarıyorum, Starlar için hayat zordur belki ama, benim yaşadığım çok keyifli bir şey, Sokakta insanlar görüyor; sarılıyor, merhaba diyorlar; öpüşüyoruz, seni çok seviyoruz, diyorlar. Bu herkese nasip olmaz.
Ünlüler dünyasında en çok seni ne korkutuyor?
Hem ünlü olup hem ciddiye alınmamak ya da bir gün çok ünlü olup ertesi gün unutulmak.
Kalıcı olmak için ne yapmak gerekir?
Fazla acele etmemek ve sakin davranmak gerekiyor. Evet, ben hayallerimin ve heyecanımın peşinden koşuyorum. Bir gün gerçekten başaramayacağımı görürsem, bunu bırakıp başka bir şey yapabilirim. Böyle bir özgüvene sahibim. Evet popüler kültür için bir iş yapıyoruz, televizyona çalışıyoruz ama, popülaritenin dozunu çok iyi ayarlamak lazım. Ben magazin programlarında olmak istemiyorum.
İlk oynadığın dizi Aşkımızda ölüm Var'dı. Ardından Aşka Sürgün geldi ve şimdi de 1950'li dönemleri anlatan Hatırla Sevgili'de Yasemin rolü ile çıkıyorsun seyircinin karşısına. Nasıl hazırlandın rolüne?
Öncelikle çok ciddi bir veri tabanı üzerinden çalıştık. Belgesel görüntülerinin kullanılması nedeniyle hayatımızda Can Dündar vardı. Demir Kırat'ı okuduk, izledik. Pek çok kitap okuduk, Hayat dergilerine baktık. O dönemde kadınlar nasıl giyiniyor, nasıl duruyor, nasıl bakıyor, inceledik. Bir de ben, ortaokul yıllarımda çok fazla Türk filmi izlerdim. Senaryoda Yasemin'i okuduğum zaman "Ona neler yükleyebilirim?" diye düşündüm. Adaya gidip, kostümlerini giyip, hanım hanım ayakkabılarına bastıktan sonra Yasemin'i hissetmeye başladım. Benim de yaşadığım ama biraz eskide kalmış bazı saf duyguları onda gördüm. Platonik aşkı, heyecanları, aşkıyla ilk karşılaştığı zaman verdiği tepkileri, bakışları, gülmesi, arkadaşlarına davranışı, parmak ucunda yürümesi gibi şeyleri yükledim rolüme. Yasemin benim 15-16 yaşındaki halimi yansıtıyordu.
Diziden sonra yeni projeler var mı?
Yaza umut ediyorum, çok uzun zamandır beklediğim ve beni çok heyecanlandıran bir sinema filmi olacak.
Beren Saat Fan Kulübü'ne nasıl tepkiler geliyor?
Hatırla Sevgili'nin sitesinden çok iyi tepkiler geliyor. Önce "Ne kadar güzelsin, ne şirinsin, ne şekersin", diyorlar. Bana en çok yardım eden kısım bu. "Ne kadar doğalsın, ağlayışın bile çok doğal" diyorlar. Kamera öyle bir şey ki, insanlar saatlerce oturup bizim göz bebeğimizin içine bakıyorlar. Oynarken onları kandırmanın mümkün olmadığına inanıyorum. Bir gün kendimi sinemada izlediğimde herhalde bu durum daha da büyüyecek ve üstüme üstüme gelecek.
Günlük hayat nasıl geçiyor, alışveriş yapmayı seviyor musun?
Alışveriş konusunda biraz maymun iştahlıyım, insan ilk maaşını alınca delice alışveriş yapıyor. O saate kadar ne almak istediysem aldım, bunun tadını çıkardım. Aldığım bazı şeylerle ilgili obsesif bir durumum var. Aslında spor giyiniyorum. O yılın trendlerine göre renkler, formlar, kumaşlar, boncuklar her neyse, o dönemin moda rüzgarlarından etkileniyorum tabii ki.
Gardırobunda olmazsa olmaz şeyler nelerdir?
Kısa kollu, uzun kollu, kolsuz, askılı, v yakalı, sıfır yakalı, her türlü beyaz t-shirt... Beyaz gömlekler, beyaz spor ayakkabılar.
Çantandan hiç eksik etmedikleriniz?
Duygusal olarak çok yükseldiğim ya da dibe vurduğum anları not aldığım küçük bir defter ve kalem vardır. Makyaj malzemelerim, bir de vitaminlerim.
Sevgilin var mı? Sevgililer Günü senin için ne ifade ediyor?
Sevgilim yok. Sevgililer Günü'ne az kaldı ama ne olacak, bilmiyorum. Sevgililer Günü çok özel bir gün. Yılın en çok sevdiğim birkaç gününden biri.
Beren Saat, Hatırla Sevgili'de canlandırdığı Yasemin karakteri ile gönüllere taht kurdu.
Hani yılbaşında, Sevgililer Günü'nde alışveriş merkezleri süslenir ya, o bana kendimi çok iyi hissettirir, ilk gençlik yıllarımdan beri hep uzun süreli ilişkilerim olduğu için, Sevgililer Günü'nde birileri olurdu hayatımda. Öncesinde hediye hazırlıkları, tatlı bir heyecan... Hediye vermesini çok severim. Yılbaşlarında Noel Babacılık oynamaktan büyük keyif alırım.
Hayatında aldığın en güzel hediye neydi?
Lise yıllarımda bir arkadaşımın benim için yazdığı şarkı.
Burcun?
Balık. O yüzden biraz manevi şeyler üstünde duruyorum galiba. Had safhada duygusalım.